Bağımlılık Merkezinde Yatan Hastaların Anti-HCV Taraması ile Klinik Özellikleri Arasındaki İlişki

Sercan KARABULUT
2022 Eylül - 59 (3)
TÜRKÇE PDF İNGİLİZCE PDF

Öne Çıkan Noktalar

• Damar içi madde kullanan bireylerde Anti-HCV pozitifliği
%15-82 arasında bildirilmiştir.
• Enjektör kullanımı ve paylaşımı Anti-HCV pozitifliği için
en önemli risk faktörleridir.
• Risk grubundaki tüm madde kullanıcılarının HCV
açısından taranması önem taşımaktadır.


Türkçe Özet

Amaç: Bu çalışmada Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Alkol ve Madde
Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) Kliniği’nde yatarak tedavi gören
hastaların anti-hepatit C virüs (anti-HCV) seropozitifliği açısından
taranması, sosyodemografik verileri ve klinik özellikleri açısından
karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Antalya Atatürk Devlet Hastanesi AMATEM Kliniği’nde Temmuz
2020 – Şubat 2021 tarihleri arasında yatarak tedavi görmüş hastaların
dosyaları retrospektif olarak taranmış ve yarı yapılandırılmış bir veri
formuyla kayıt altına alınmıştır. Toplanılan veriler SPSS 26,0 programı
kullanılarak analiz edildi. Normal dağılım gösteren sayısal değişkenler
için bağımsız örneklem t testi, normal dağılım göstermeyen sayısal
değişkenler için Mann-Whitney U testi, kategorik değişkenler için ki-kare
testi kullanıldı. Anlamlı fark oluşturan değişkenlerin Anti-HCV pozitifliği
ile ilişkisini incelemek için ikili lojistik regresyon analizi uygulandı. Tüm
analizler için istatistiksel anlamlılık sınırı p<0,05 olarak kabul edildi.
Bulgular: Çalışmaya alınan 155 hastanın %57,4’ü opiyat kullanım
bozukluğu, %40’ı çoklu madde kullanım bozukluğu tanısı aldı. Anti-HCV
pozitif hastalarda çoklu madde kullanımı, enjektör kullanımı, enjektör
paylaşımı, self-mutilasyon ve dövme/piercing bulunma oranı anlamlı
olarak daha yüksekti (p=0,02, p<0,001, p<0,001, p=0,02, p=0,03 sırasıyla).
Anti-HCV pozitif hastalar daha uzun süredir madde kullanmakta ve
hastaneye daha sık yatmaktaydı, bağımlılık profil indeksi madde kullanım
özelliği alt ölçeği skorları daha yüksekti (p<0,001, p=0,001, p=0,01 sırasıyla).
Sonuç: Madde kullanan hastalarda HCV ile karşılaşma riski, madde
kullanmayan popülasyona göre belirgin şekilde yüksektir. Özellikle damar
içi madde kullananlarda anti-HCV taramasının yapılması hastalığın
atlanmasını engellemekte önem taşımaktadır. Enjektör kullanımı ve
paylaşılmasının doğurduğu risk göz önüne alındığında, önleyici ve tedavi
edici yaklaşımların titizlikle geliştirilmesi gerekli görünmektedir.
Anahtar Sözcükler: Bağımlılık, hepatit C, madde, opiyat